Abdülbaki Gölpınarlı Hayatı,;
Divan şiiri, tasavvuf, tarikatlar ve
mezhepler üzerine yaptığı kapsamlı çalışmalarla tanınan edebiyat
tarihçisi yazar Abdülbaki Gölpınarlı 25 Ağustos’ta İstanbul’da öldü;
Üsküdar’da Seyidahmetderesi’ndeki aile mezarlığına gömüldü. Mevlevi
tarikatı üyelerinden gazeteci Ahmed Agâh Efendi'nin oğluydu .
Gelenbevi İdadisi’nin son sınıfındayken babasını kaybedince
öğrenimini yarım bırakıp Vezneciler’de kitapçılık, Çorum’un Alaca
ilçesinde ilkokul öğretmenliği yaptı.1922’de İstanbul’a döndü,
sınavla son sınıfına girdiği İstanbul Erkek Muallim Mektebi’ni,
ardından da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi.
(1930). Konya, Kayseri, Balıkeseir, Kastamonu liseleriyle İstanbul
Haydarpaşa Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği, Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Farsça okutmanlığı yaptı.
Doktorasını verdikten sonra aynı fakültede Metinler Şerhi okuttu.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde İslam-Türk Tsavvuf
Tarihi ve Edebiyatı dersleri verdi. Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi'nde İslam-Türk tasavvuf tarihi ve edebiyatı okuturken
(1945) Türk Ceza Kanunu'nun 141. maddesine aykırı davrandığı
gerekçesiyle tutuklandı, 10 ay hapis yattıktan sonra aklandı ve
yeniden görevine döndü. 1949’da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.
Adını 1931’de yayımladığı Melâmilik ve
Melâmiler adlı yapıtıyla duyuran Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası,
Şarkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
Mecmuası’nın yanı sıra çeşitli dergi ve gazetelerde çok sayıda
bilimsel makale yayımladı; İslam Ansiklopedisi ile Türk
Ansiklopedisi’nin çeşitli maddelerini yazdı. Küçük yaşta benimsediği
Mevlevilik, tasavvuf ve tarikatlar konusundaki özgün çalışmalarıyla
bu alanın güvenilen adı oldu.
Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası,
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası ve Şarkiyat
Mecmuası gibi yayın organlarında edebiyat tarihi ve fütüvvetle
ilgili çok sayıda makale yayımladı, Türk Ansiklopedisi ile İslam
Ansiklopedisi'ne çeşitli maddeler yazdı. Melâmilik ve Melâmiler
(1931) ve Kaygusuz-Vizeli Alâeddin'den (1933) sonra, 1936'da doktora
tezi olarak hazırladığı Yunus Emre, Hayatı, Sanatı, Şiirleri'ni (6.
bas. 1986) yayımladı. Onu Yunus Emre ile Âşık Paşa ve Yunus'un
Batıniliği (1941) ve Pir Sultan Abdal (1943; P. N. Boratav ile
birlikte) izledi. Gölpınarlı, Celaleddin Rumi'nin (Mevlânâ)
Mesnevi'sini (1941-46, 6 cilt) Türkçeye çevirdi. Yunus Emre
Divanı'nı (1943, 2 cilt) yayıma hazırladı.
Gölpınarlı'nun 1945'te yayımladığı
Divan Edebiyatı Beyanındadır'da yer alan edebiyat eleştirisi
tartışmalara yol açtı. Kitabın savına göre divan edebiyatı İran
edebiyatının kötü bir taklidiydi; toplum sorunlarıyla ilgilenmiyor,
insanları uyuşukluk ve tembelliğe iterek hayalcilik ve kadere boyun
eğmeye özendiriyordu. Sonraları divan şiirine daha yumuşak bir
tutumla yaklaşan Gölpınarlı Fuzuli Divanı (1948), Nedim Divanı
(1951) gibi yapıtları yayıma hazırladı.
Gölpınarlı, Mevlânâ Celaleddin (1951),
Mevlânâ'dan sonra Mevlevilik (1953), Mevlevi Âdap ve Erkânı (1963)
ve Mesnevi Şerhi'nde (1973, 6 cilt) Mevleviliğin dünya görüşünü
işleyerek yorumladı. Tasavvuf, tasavvuf edebiyatı, mezhepler ve
tarikatlar konusunda da Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli (1958), Alevî,
Bektaşî Nefesleri (1963), 100 Soruda Türkiye'de Mezhepler ve
Tarikatlar (1969), 100 Soruda Tasavvuf (1969), Türk Tasavvuf Şiiri
Antolojisi (1972), Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
(1977) gibi geniş kapsamlı çalışmalar yayımladı. Öbür yapıtları
arasında Şeyh Galip, Hayatı, Sanatı, Şiirleri (1953), Nailî-i Kadim,
Hayatı, Sanatı, Şiirleri (1953) Kaygusuz Abdal-Hayatı-Kul Himmet
(1953), Nesimî-Usulî-Ruhî (1953), Divan Şiiri (1954-55, 4 kitap),
Oniki İmam (1958), Nasreddin Hoca (1961), Yunus Emre ve Tasavvuf
(1961), Yunus Emre, Risâlat al-Nushiyye ve Divan (1965), Simavna
Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin (1966), Hz. Muhammed ve İslam (1969),
Şeyh Galip, Seçmeler (1971), Hurufilik Metinleri Katalogu (1973),
Hayyam ve Rubaileri (1973), Müminlerin Emiri Hz. Ali (1978), Tarih
Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik (1979) sayılabilir.
Gölpınarlı'nın ayrıca bir Kuran çevirisi (Kuran-ı Kerim ve Meali,
1955) vardı Şarkiyat biliminin önde gelen isimlerinden olan Abdülbaki Gölpınarlı, İsmail Saib Efendi, Ömer Ferid Kam, Ahmed Naim Bey, Bahariye Mevlevihanesi Şeyhi Hüseyin Fahreddin Dede ve Hoy'lu Hacı Şeyh Ali gibi o devrin en büyük üstadlarından faydalandı. |